Pages

21 Kasım 2012 Çarşamba

0 Zaro Ağa (1774-1934)


Zaro Ağa   (1774-1934) 
160(Bazı kaynaklar doğum tarihinin 1777 olduğunu ve 157 yıl yaşadığını kaydeder) yıllık hayatında tam 20 kez evlendi. Siirt ve İstanbul´daki 'eş'lerini hiç ihmal etmedi ama çocuklarının ve torunlarının sayısını o da bilmiyordu.







Batı dünyasının da ilgisini çeken ve tam 160 yıl yaşayan Kürt hamalların efsanevi lideri Zaro Ağa, dünyanın en uzun yaşayan adamı ünvanına sahip. Zaro Ağa, yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda 10 sultan hüküm sürmüş. Kendisi de bu yıllar içinde 6 önemli savaşa katılmış. Birçok evlilik yapan Zaro Ağa hayatında unutamadığı dönemin ise 90 yaşından sonraki gençlik yılları olduğunu söylermiş...
Yaklaşık 1.5 asır yaşayan Zaro Ağa, ’en uzun hayatta kalan adam’ ünvanıyla tüm dünya basınının ilgisini çekmiş, birçok hekim tarafından incelenmiş, uzun yaşamanın sırrı konusunda kafaları daha da bulandırarak, 160 yaşında hayata gözlerini yummuş. 


’Eski İstanbul Kürtleri’ adlı Rohat Alakom’un kitabında, Zaro Ağa’nın iri vücudu ve yakışıklı görünümüyle uzun yıllar hamallık yaptığı belirtiliyor. Alokom’un kitabında Zaro Ağa’nın birçok evlilik yaptığı vurgulanırken unutamadığı anlarının 90 yaşından sonraki gençlik yılları olduğu anlatılıyor.

1774-1934 yılları arasında yaşayan Zaro Ağa, 18. Yüzyılın sonlarına doğru Bitlis’in Merment köyünden İstanbul’a gelmiş. Selimiye Kışlası, Ortaköy ve Tophane Camii’nin inşatında çalışmış, daha sonra da memleketine dönmüş. Memleketinde evlenen, çok para kazanmak için tekrar İstanbul’a gelen Zaro Ağa, yakışıklı, iri yarı, güçlü, kuvvetli olduğundan sarayın dikkatini çekmiş, askerliğini sarayda yapmış. Fakat Rus muhaberesinde memleketine dönmüş, mensup olduğu Şerif Mirza Aşireti’yle birlikte savaşa katılmış ve bu savaşta bacağından yaralanmış.

Zaro Ağa, ilk Kürt hamallarından biri olarak kabul edilir. Gümrüklerde hamallık yapan Zaro Ağa, bu işte kendisini kısa sürede göstererek hamalların kahyası olmuş ve 20 yıl çalışmış.

Zaro Ağa’nın nasıl bu kadar uzun yaşayabildiği konusunda çeşitli araştırmalar yapılmış. En çok bulgur ve yoğurt yediği ifade edilen Zaro Ağa’nın öyküsü başlı başına uzun bir inceleme konusu.

Dünya medyasını en çok ilgilendiren konulardan birisi de Zaro Ağa’nın evlilik yaşamı ve kadınlara bakış açısı olmuş. Sadece memleketinde 7 defa evlenen Zaro Ağa’nın, tam olarak kaç evlilik yaptığı ise bilinmiyor. Bazı kaynaklara göre 13, bazı kaynaklara göre 17, hatta bazı kaynaklara göre 27 evlilik yaptığı iddia ediliyor. Zaro Ağa’nın Beşi kız olmak üzere 13 çocuğu, 29 torunu olduğu söylenir. Zaro Ağa’ya "Neden bu kadar çok evleniyorsun" diye sorulduğunda, "Ne yapayım, aldığım kadınlar çabuk ihtiyarlayıp ölüyorlar" şeklinde cevaplamış.

Zaro Ağa, son günlerini İstanbul’da geçirmiş. 1934 yılında ölen Zaro Ağa’nın ölüm haberi tüm dünya medyasının ilgilendirir, yatmakda olduğu hastane gazetecilerle dolarken, daha sonra tüm dünya gazeteleri Zaro Ağa’nın ölümünü "Dünyanın en yaşlı adamı öldü" şeklinde duyurmuş. Yaşadığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 10 sultan hüküm sürmüş.

Bir kaynakta Mihri Hanım adlı resim öğretmeninin Zaro Ağa’ya ilişkin bir anısına yer veriliyor. Gedikpaşa’daki Nefise Mektebi’ne çağrılan Zaro Ağa, burada model olarak 3 gün çalıştıktan sonra bir daha uğramıyor. Nedenini ise Zaro Ağa şu şekilde açıklamış: "Kızlar hep bana bakıyorlar. Aha biyle biyle göz kırpiyler. Sonra başımı, yanağımı okşiyler. Buraya bah, beri bah dirler, hangisine bahayim, bilmirem. Hepsi huriler gibi, bir iki dene olsa ne ise. Emme ben bu kadar kızı nideyim, daha gelmem vallah..."




ZARO AĞANIN HAYATINDAN BAZI KESİTLER

Mezarı İstanbul´da Eyüp Kabristanı´nda. Yani en uzun yaşayan Çinli ile en uzun yaşayan bizim Zaro Ağa, arka arkaya göçüp gitmişler bu dünyadan.

Şimdi yanlarından geçip gittiğiniz Ortaköy Camii, Nusretiye Camii, Selimiye Kışlası, Dolmabahçe Sarayı´nda onun emeği vardı. Hepsi o yıllarda inşa edilmişti ve Zaro Ağa bu tarihi yapıların inşaatında çalışmıştı.

Zaro Ağa dünyaya geldiğinde Osmanlı İmparatorluğu´nun başında I. Abdülhamit tahtta oturmaktaydı.

'İlk' gençlik yıllarında İstanbul´a göç ettiğinde padişah III. Selim´di.

Şimdi yanlarından geçip gittiğiniz Ortaköy Camii, Nusretiye Camii, Selimiye Kışlası, Dolmabahçe Sarayı´nda onun emeği vardı. Hepsi o yıllarda inşa edilmişti ve Zaro Ağa bu tarihi yapıların inşaatında çalışmıştı.

Uzun yaşamı boyunca saltanatını gördüğü padişahları saymaktan yorulursunuz: I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mustafa, II. Mahmud, Abdülmecid, Abdülaziz, V.Murad, II. Abdülhamid, V. Mehmet Reşat ve Vahdettin...

Kabakçı Mustafa İsyanı´na, Yeniçeriliğin kaldırılışına, Tanzimat´a, Birinci ve İkinci Meşrutiyet´in ve Cumhuriyet´in ilanına tanık oldu.

Kırım Harbi, Rus Harbi, Plevne, Kafkas Savaşı, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı, işgal yılları ve İstiklal Harbi´ni yaşadı.

İstanbul´daki ömrünü Tophane´de küçük, mütevazı bir evde geçirdi. Erken yediği akşam yemeklerinde sofrasında sadece yoğurt ya da sadece ekmekle ayran bulundururdu. Tam 100 yıl bu alışkanlığını değiştirmedi.

İstanbul´da hamallık da yaptı. Hamallar Teşkilatı´nı o kurdu,

Ancak, hazin öykü bundan sonra başladı: İki Amerikalı Musevi,  Zaro Ağa´yı 'yeni bir hayat vaadi' yle Amerika´ya gitmeye ikna etti.


Zaro Ağa, New York´ta büyük bir törenle karşılandı.


Ancak onu götürenlerin niyetleri başkaydı: Özel bir kostüm giydirip, sirklerde 'dünyanın en yaşlı insanı' diye teşhir ettiler.Fotoğraf çektirmek 10 dolar, öpmek 15 dolardı. 150 yaşındaki Ağa´yı, eyalet eyalet dolaştırıp posasını çıkardıktan sonra, beş parasız getirip İstanbul´a bıraktılar.

Zor geldi Zaro Ağa´ya yaşadıkları. 29 Haziran 1934´te Şişli Etfal´de öldü. 157 yaşına kadar sapasağlam ve doktora gitmeyen Ağa´nın son yılında ciğerlerinde tüberküloz, kalbinde büyüme ortaya çıkmıştı.

Toprağa verilirken, torununun torunlarından biri şöyle bağırıyordu: 'Hoy hooy öldü babam! Dünyasına doyamadan gitti!'


0 yorum: