Pages

31 Temmuz 2011 Pazar

0 İntihar Eden Yazarlar ve Son Notları

Hakikat kapısını aralayamamış bir çok düşünür, yazar, şair; çıkmaza düşünce hakikat arayışına girmek yerine, daha kolay yolu yani intiharı seçmiştir. Bu yazarların son notları ilginçtir



Heinrich Von Kleist: Bir sonbaharda Wannsee nehri kıyısında tabanca ile önce sevgilisini ardından kendini öldürdü. İntihar mektubunda şunları söyledi. 'Yeryüzünde artık öğrenip edineceğim hiçbir şey kalmadığı için ölüyorum. Elveda! '



Ernest Hemingway:
Hayatının sonlarına doğru herşeyin boş olduğuna dair fikirleri oluştu. 62 yaşında babası ve annesi gibi av tüfeği ile kendini vurarak yaşamına son verdi. Nobel ve Pulitzer Ödülü sahibiydi.




Romain Gary: Dünya çapında tanınan bir yazardı. Eski jean seberg'de tutkuyla bağlıydı.Eşinin ölümden bir yıl sonra 65 yaşında Paris'te yaşamına son verdi. Ardından bıraktığı notta 'çok eğlendim. hoşçakalın ve teşekkürler' yazıyordu.



Sadık Hidayet: İran edebiyatının önde gelen kaleminden biriydi. Daha önce bir kez intihara teşebbüs eden Hidayet'in ölümünü arkadaşı şöyle anlatır;'Paris`te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, ve buldu. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu.'


Yukio Mişima:
Japon edebiyatının önemli kalemlerinden. Eşcinseldi. Aykırı yaşamı tepkilere neden oluyordu. 44 yaşında Hara - Kiri yaparak intihar etti.



Stefan Zweig: Avusturyalı yazar. Yahudi asıllı yazar, Hitler'in dünya düzeninin kalıcı olmasından duyduğu korku ve karamsarlık sonucu girdiği bunalımdan kurtulamayaıp 61 yaşında karısıyla beraber intihar etti.




John Kennedy Toole: ABD'li yazar.Kitabının yayıncılar tarafından basılmaması sonucunda depresyone girdi ve 39 yaşında intihar etti.Ölümünden sonra kitabı basıldı Pulitzer Ödülü'nü kazandı

Kurt Tucholsky: Alman gazeteci ve yazar. Özel yaşamında geçirdiği çalkantılı dönemler, faşist Almanya'nın gidişatından duyduğu üzüntüler sonucunda bunalıma girdi ve 35 yaşında hayatına son verdi.

Robert E. Howard: Amerikalı yazar 'Conan' başta olmak üzere pek çok çizgi kahramanın yaratıcısıydı. Annesinin ağır hasta olduğunu öğrenince bunalıma girdi. Ona olan düşkünlüğü ondan sonra bir hayat yaşamasına izin vermeyecek kadar büyüktü. Annesinin ölümünü görmemek için 30 yaşında intihar etti. [color="red"]Son sözleri şunlar oldu: ' her şey olup bitti, ölüleri yakacak odunların üstüne yatırın beni, ziyafet sona erdi, söndürün kandilleri...' ^

Virginia Woolf: İngiliz edebiyatının en önemli kadın yazarıydı.Feminist çıkışları ile dikkat çekti Bir görüşe göre üvey babasının oğlunun tacizlerine dayanamayıp intihar etti. Buhranını şu sözlerle anlatır: 'Yaşamak neden böyle içler acısı, neden bir uçurumun yanıbaşından geçen daracık bir yol gibi"

Beşir Fuad: Ataistti. Kaderin insanın elinde olduğunu kendisine kanıtlamak için bileklerini keserek intihar etti. Öldüğünde 45 yaşındaydı.

Osamu Dazai: Japonların önde gelen edebiyatçılarındı.Hayatını esrarkeş, veremli ve alkolik biri olarak geçirdi. Birkaç kez intihar etmeye kalkıştı. Dazai, 1948’de metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etti.

Jack London: Tüm zamanların en çok okunan romancısı olarak kabul edilir.'Dişisine kötü davranan tek hayvan insandır' sözünün sahidir.Yazdığı kitaplardan çok para kazanmasına rağmen 40 yaşında ilaç içerek yaşamına son verdi.

İlhami Çiçek: 'Yalnız Hüznü vardır, Kalbi olanın' dizeleri ile buhranını anlattı. 29 yaşında balkondan atlayarak intihar etti.

Zafer Ekin Karabay : Akademisyendi. Üniversitedeki odasında kendisi asarak intihar etti. Tek kitabı ölümünün ardından yayınlandı. ' Hayatın neresinden dönülse kardır' dizeleriyle bir veda mektubu bıraktı.

Arthur Koestler : Kanser olduğunu öğrendikten sonra hastalığın kendisini yavaş yavaş öldürmesine tahammül edemedi ve yaşamına son vermeye karar verdi.Bu kararında eşi kendisi yalnız bırakmadı ve 82 yaşında eşiyle beraber hayatına son verdi.

Sadullah Paşa: Babı-ali'nin sıkı kalemlerindedi. Viyana sefiri iken, ecnebi bir kadınla yaşadığı yasak aşkın duyulması sonucu bunalıma girip intihar etti. Tarihi Sadullah Paşa yalısının sahibiydi.

Ziya Gökapl: 27 yaşında tabanca ile intihara teşebbüs etti. Ölene kadar kafasındaki kurşunla yaşadı.

Cesare Pavese: İtalya'nın önemli edebiyat ödüllerinden Strega Ödülü'nü aldığı yıl bir otel odasında bir kutu uyku hapı alarak intihar etti.Öldüğünde 45 yaşındaydı.

Eleanor Marx: Marksizimin babası Karl Marx`ın en küçük kızıydı.Nikahsız yaşadığı adamın gizlice bir oyuncu ile evlendiğini öğrenince bunalıma girdi.Sevgilisinin temin ettiği hidrojen siyanürü içerek intihar etti. Elenor öldüğünde 45 yaşındaydı



Tadeusz Borowski. Rus yazar 1950 yılında Ulusal Edebiyat Ödülü'nü aldı. 1951 yılında gaz sobasından, gaz solumak suretiyle, 28 yaşında intihar ederek yaşamına son verdi.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

0 Cnbc-e'de 2011-2012 Sezonu

Yeni Sezon
Yeni Sezon
Ulusal ve kablolu kanallar
yeni sezon takvimlerini teker teker açıklarlarken sonunda sıra bizim kanallara da geldi. Cnbc-e tam olarak gün ve saatlerini henüz açıklamasa da yeni sezondan itibaren yayınlayacağı dizileri Ağustos ayı dergisinde yayınlayarak izleyicilerine duyurdu. Buna göre:
1) Game of Thrones
\
22 dakika ahalisinin de büyük ilgiyle takip ettiği Game of Thrones dizisi, yeni sezonda Cnbc-e'de yayınlanmaya başlayacak.

2) Person of Interest
\
Person of Interest, bu sezon CBS'te 22 Eylül'de başlayacak olan yeni bir dizi. Kendi yöntemleriyle, suçları işlenmeden önce önlemeye çalışan iki kişilik bir ekibin hikayesi olarak kısaca anlatılabilir. Adamlardan biri olan Reese, öldüğü sanılan eski bir CIA ajanı. Diğer adam Finch (Lost'tan Micheal Emerson) ise bir milyarder ve Reese'e yaşamak için yeni bir amaç sunuyor. Finch karakteri devletin gözetleme sistemlerini kullanarak suça teşebbüs edebilecek insanları bulurken Reese de bu suçları önlemeye çalışmada ona yardım edecek.


3) Teen Wolf
\
"Twilight'ın kurtadam versiyonu" olarak da değerlendirilen dizi de yeni sezonda Cnbc-e ekranlarında olacak. MTV yapımı olan ve ilk sezonu 12 bölüm sürecek dizi, yakın zamanda 2. sezon onayını da aldı. Dizi, adından da anlaşılacağı gibi ormanda bir kurt tarafından ısırıldıktan sonra kurt adama dönüşen Scott McCall adındaki 'teen (ergen)' karakterin hayatında olanları anlatıyor.


4) Being Human (ABD)
\
13 bölümlük 1. sezonu olan dizi aslında İngilizlerden uyarlama bir dizi. Aynı evde yaşamaya başlayan bir vampir (Aidan), bir kurtadam (Josh) ve bir de hayaletin (Sally) başından geçen olayları anlatıyor.


5) Luck
\
Cnbc-e'de olacak olan ve henüz yayın hayatında yeni olan bir değer dizi de Luck. Daha önce şu ve bu yazılarda yer alan Luck, kaliteler abidesi kanal HBO'nun yeni dizisi. Hatta dizinin 2012'nin Ocak zamanı yayınlanacağına dair gelen 22 dakika haberinin mürekkebi bile kurumadı. Tabii bu, Cnbc-e diziyi ancak sezon ortasında yayınlayacak demek oluyor, o da ayrı. Dizinin başrollerinde iki önemli oyuncu Dustin Hoffman ve Nick Nolte oynuyor. Dizi, at yarışı dünyası içindeki karakterlerin öyküsünü konu alıyor.


5) Hell On Wheels
\
Sevilen diziler Walking Dead, Breaking Bad ve The Killing'in de yayınlayıcısı olan AMC, bu sezon yeni bir diziyi izleyiciye sunuyor: Hell On Wheels. Dizi esasında Amerikan İç Savaşı'nda karısını kaybeden bir askerin intikam arayışını anlatıyor.

6) Endgame
\
14 Mart'ta başlayıp 13 bölüm yayınlandıktan sonra 13 Haziran'da 1. sezon finali yayınlanan Endgame de yeni dizilerden biri. Showcase tarafından yayınlanan ve ne yazık ki 2. sezonu olmayacak olan bir dedektiflik dizisi Endgame. Eski dünya satranç şampiyonu olan bir adamın kaldığı otelden ayrılmadan davaları kendine özel yöntemlerle çözüşünü ele alıyor.


7) Mildred Pierce
\
21 adaylıkla Emmy'de en çok adaylık sahibi olan ve ünlü oyuncu Kate Winslet'ın başrolde olduğu 5 bölümlük mini-dizi Mildred Pierce da 2012 yılında-sezon ortasında kanalda olacak.

Yukarıdaki 7 dizi, Cnbc-e ekranlarında yayınlanacak yeni diziler; ama bunların yanında eskiden gelme yayınlanacak diziler de var. Buna göre:
  • Bu sonbahar sezonu Türk dizi ekranlarında yerli versiyonu yayınlanacak olan Desperate Housewives 8. sezonu ile,
  • Geçtiğimiz 2010-2011 sezonu finali yayınlanan Smallville final sezonu ile,
  • Henüz 4. sezonu yayınlanmadan 5. sezon siparişini alan Merlin 4. sezonu ile,
  • TNT'nin sevilen polisiye dizisi Rizzoli&Isles 2. sezonu ile,
  • Memphis Beat 2. sezonu ile,
  • 7. sezonu ile final yapacak olan The Closer 6. sezonu ile,
  • The Closer gibi yayınlanacak 5. sezonu ile final yapacak olan Chuck son sezonuyla,
  • Yaz ekranında 7. sezonunun tekrarı yayınlanan CSI:NY 8. sezonuyla,
  • Leverage 3. sezonu ile,
  • Bu yılki Emmy ödüllerinde adaylığı da bulunan Betty White'ın başrollerden birini oynadığı Hot In Cleveland 2. sezonuyla,
  • En uzun süre yayınlanan dizi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen The Simpsons 22. sezonuyla,
  • Charlie Sheen'in olaylı ayrıldığı Two and a Half Men Charlie'li son sezonu olan 8. sezonuyla,
  • Griffin ailesinin maceralarının konu olduğu Family Guy 8. sezonu ile,
  • Jim Parsons'ın canlandırdığı Sheldon Cooper karakterine sahip sevilen komedi The Big Bang Theory 4. sezonu ile,
  • The CW kanalının sevilen dizilerinden Gossip Girl 5. sezonu ile,
  • 13 bölümlük 9. sezonu ile ekranlara veda edecek olan One Tree Hill 8. sezonla,
  • 2010'dan beridir 11. doktor ile yayın hayatına devam eden Doctor Who da yeni sezonda Cnbc-e ekranlarında olacak.
Evet, Cnbc-e kanalının sonbahardan itibaren izleyecilerinin karşısına çıkaracağı portföy böyle. Yeni sezon oldukça kalabalık ve dolu görünüyor. Buna, şovlar ve dublaj yapılan dizilerin bölümlerini de eklersek Cnbc-e ve izleyenler için önümüzdeki sezon hareketli geçeceğe benziyor

0 Eski Dünyanın Orduları Kısa Filmi

Bağımsız Türk bilimkurgu filmi “Eski Dünyanın Orduları”nın, Haziran’daki gösteriminden önceki son fragmanı yayınlandı. Dublaj yönetmeni Aziz Acar ve seslendirme sanatçısı Zeki Atlı’nın destekleri ve katkılarıyla içeriği daha da güçlenen 30 dakikalık film, Haziran’ın son haftası bedava olarak sitesinden yayınlanacak.
2 öğrencinin hiçbir sponsor ve maddi destek olmadan çektiği film, tarih ile geleceği harmanlayan hikayesi ile ilgi uyandırıyor. Daha önce hiçbir Türk filminde olmadığı kadar görkemli görsel efekt sahneleri içeren film; hikayesi, müzikleri, kostümleri, savaş sahneleri ve daha birçok özelliği ile izleyicilere Türk sinemasında alışık olmadığımız bir deneyim yaşatacak.
Fragmanları, resmi sitesi www.eskidunyafilm.comda yayınlanan filmin yönetmeni İsmail Kemal Çiftçioğlu, görüntü yönetmeni Cezmi Kardaş, oyuncuları ise Tuncay Çakmanus, Çilem Özel ve İsmail Kemal Çiftçioğlu.

Film hakkındaki en son haber ve gelişmeler resmi sitesinden ve Facebook sayfasından takip edilebilir.

Filmden Görüntüler

0 Muhammed Ali'nin 5 Zafer Sırrı

Muhammed Ali’nin uzun bir giriş paragrafına hiç mi hiç ihtiyacı yok. Bir amatör olarak Olimpik madalyayı kazandı. Ardından üç kez Dünya Ağır Sıklet şampiyonu oldu. 1999’da BBC tarafından yüzyılın sporcusu ilan edildi. Peki, bu muhteşem spor adamından...

 Yumruklarıyla Başaran Adam Muhammed Ali’nin 5 Zafer Sırrı
Henrik Edberg
 Bence Muhammed Ali’nin uzun bir giriş paragrafına hiç mi hiç ihtiyacı yok. Bir amatör olarak Olimpik madalyayı kazandı. Ardından üç kez Dünya Ağır Sıklet şampiyonu oldu. 1999’da BBC tarafından yüzyılın sporcusu ilan edildi. Peki, bu muhteşem spor adamından, tüm zamanların en iyi boksöründen biz ne öğrenebiliriz? İşte yumruklarıyla, sadece rakibin oluşturduğu duvarları değil, zihinlerimizdeki duvarları da yıkan Muhammed Ali’nin, kendi sözlerinden faydalanarak derlediğim 5 başarı sırrı:

1-    Risk al
“Risk alacak cesareti olmayan kişi, hayatta hiçbir şey başaramaz.”

İstediğinizi elde etmek için, risk almak zorundasınız. Bu elbette zaman zaman korkutucu olabilir. Bu korkuyu yenmek için ilk adımı nasıl atabiliriz ve nasıl risk alabiliriz? Bu konuda basit bir çözüm önerim yok maalesef. Ama size ufak birkaç tavsiyem olabilir:

Gerçekten ama gerçekten iste: Bir şeyi gerçekten ve derinden istediğiniz zaman, engelleri aşmada kullanacağınız içsel direnç gücünüz artacaktır. Başarmaya motive olduğunuzda, alacağınız riskin korkutucu yüzü, sizin başarma arzunuz yanında küçük kalacaktır.

Kendine sor: “En kötü ne olabilir?”: Risk aldığımızda çok kötü şeyler olacağına yönelik kafamızda negatif fantaziler, kocaman canavarlar yaratırız. Ama korktuklarımızın %90’ı gerçekleşmez. Endişelerinizin, gerçek hayatta şimdiye dek başınıza gelenlerden ne kadar büyük ve abartılı olduğunu kendinize hatırlatırsanız, zamanla kaygılarınızın azalıp hafiflediğini göreceksiniz.

Kendini sonuçtan isole et: Risk almanız gerekiyorsa, o an için sonucu düşünmeyin ve yapacağınız şeye odaklanın. Böylece kendi üstünüzde daha az baskı ve kaygı oluşturursunuz. Performansınız yükselir, başladığınız işten daha iyi sonuç alırsınız. Çünkü tüm dikkatiniz o işe yoğunlaşmıştır ve kendi yarattığınız negatif düşünce ve şüphelerden yakanızı kurtarmışsınızdır.



2-    Kendini sabote etmekten ve içsel engeller yaratmaktan vazgeç
“Seni yoran tırmandığın dağ değil, tırmanırken omuzlarında taşıdığın çakıl taşlarıdır.”
Bazen kafamızda öyle düşünceler yaratırız ki, bunların bizi ne denli engellediğini, önümüzde nasıl aşılması güç yığınlar oluşturduğunu fark etmeyiz bile. Beynimizde ilmik ilmik örülen kördüğümün gerçek olduğuna inanırız. Burada ılımlı bir perspektif kazanmak için kendinize şunu sorun: “Olabilecek en kötü şey nedir?” Bundan sonra, bu en kötü durum senaryosunun gerçekleşmesi halinde uygulamak üzere bir plan yapın.
Bir diğer yöntem de, en “doğru” olduğunu düşündüğünüz neyse, mümkün mertebe onu yapmaya çalışmaktır. Niçin? Çünkü bu durumda kendinizi doğru şeyleri yapan ve dolayısıyla da iyilikleri hak eden bir kişi olarak görürsünüz. Kendi kendini sabote etme, genellikle istediğinizi elde etmeye hakkınız olmadığı fikrinden kaynaklanır. Hal böyle olunca, kendinizi arzuladığınız başarı noktasının gerisine çekmek için önünüze duvarlar örmeye başlarsınız. Bundan kurtulmanın yolu, “doğru” olandan şaşmamak, böylece hedefinizi hak ettiğinize kendinizi ikna etmektir.



3-    Olumlu bir iç ses geliştir
“Ben en iyisiyim; bunu öyle olduğunu öğrenmeden önce de söylüyordum.”
Sürekli kendinizle ilgili negatif düşünceler içindeyseniz, hedefinize ulaşmak hem acı verici hem de bir anlamda imkansız olacaktır. Olumlu bir iç ses geliştirmek hayati önem taşır. Öncelikle zihninizden geçen düşüncelerin kalitesini görüp, negatif düşüncelere güçlenmeden “dur” demeyi bilmelisiniz. İç sesiniz bulaşıcıdır; kendi kendinize söylediğiniz şeyler hissettiklerinize de yansır. Hatta bazen iç ses, yüksek sesle söylediğiniz şeyleri de bastırarak onlardan daha tesirli olur.   
İletişimde bir sosyal geri besleme döngüsü vardır. Siz kendinizi nasıl görüyorsanız, insanlar da bir süre sonra size öyle davranmaya başlarlar. Mesela kendinize saygı duymuyorsanız, diğerlerinin size saygı duymasını bekleyemezsiniz. Olumlu iç ses geliştiren bir kişi ise özgüveni yüksek ve pozitif biri olarak algılanacak, kendisine de öyle davranılacaktır. Sürekli karamsar olan ve kendi kendinden şikayet eden bir kişi, insanları zamanla kendinden uzaklaştıracak, kimse onunla vakit geçirmek istemeyecektir.
Görülüyor ki, sosyal iletişim döngüsü, gün içinde söyleyip de inanmadığımız şeylerle değil, kendimiz hakkında ne düşündüğümüzle ilgilidir. Bu yüzden, bir önceki maddede olduğu gibi “doğru” olan neyse onu yapmak zorundayız; çünkü gerçek yaşam tecrübelerimiz, kendimiz hakkında ne hissettiğimizi, dolayısıyla iç sesimizin niteliğini belirler.



4-    Hiçbir şeyi fazla büyütme
“Boks sadece mesleğim. Çimenler uzuyor, kuşlar cıvıldıyor, dalgalar sahili dövüyor. Ben de insanları yumrukluyorum.”
Böyle düşünerek pozitif bir öz-benlik imajı oluşturabilirsiniz. Ama unutmayın ki, aşırıya kaçmamak, egoyu şişirmemek, küstah ve kibirli olmamak gerek. Kendiniz dışındaki güzelliklere kayıtsız kalmayın, yaşamın muhteşem dengesini hissedin, sadece benliğinizi düşünerek kendi içinizde kaybolmayın.
Diyelim ki ben çok okurum olduğu yönünde yüksek bir ego oluşturdum. Bir süreliğine kendimi iyi hissederim. Fakat er ya da geç egom öyle şişer ki, benim zararıma işlemeye başlar. Kendimi öyle yükseklerde görürüm ki, insanlar söylediğim bir şeyi sorguladığında kendimi son derece kaygılı ve tehdit altına hissederim. Çünkü abartılı bir öz-imaj oluşturmuşumdur. Bunun yerine abartılı değil ama pozitif ve tutarlı bir öz-imaj oluşturup, aynı zamanda faydalı yazılar yazmak, bir sürü okura sahip olmak da mümkündür.
Bir şeyin zor olduğunu düşünürseniz, öyle olmasa bile bir süre sonra gerçekten zor ve karmaşık bir hal alır. Yeniden beyninizde canavarlar besleyip büyütmeye başlarsınız. Egonuz bir yandan bu işin büyük ama çok büyük bir iş olduğunu söyler; çünkü bu aynı zamanda onu yapacak olan sizin de büyük ama çok büyük olduğunuz anlamına gelir. Başta keyif alabilirsiniz, ama bu his zamanla içsel bir baskı oluşturur ve yaşamı sizin için daha güç ve keyifsiz bir hale sokar.   



5-    Başarı için duygusal kaldıracını kullan
“Yenilginin ne olduğunu bilen insan, ruhunun dibe vurmasıyla birlikte kazanmak için ihtiyaç duyduğu gücü toplayarak yeniden yükselir.”
Şu an bu yazıyı okuyor ve kişisel gelişim adına bir şeyler yapıyorsanız, muhtemelen bir şeyleri değiştirme derdindesiniz. Ya da dibe vurdunuz ve güçlenip yükselme çabaları içindesiniz. Muhammed Ali’nin dediği gibi, dipte yükselmek için gerekli kuvvet ve enerjiyi bulacaksınız.
Bir zamanlar çok kilolu ve sağlıksızsanız, bir daha o günlerinize dönmek istemezsiniz. Ya da yığınla borcunuz birikmişse ve ödemek için çok uğraşmışsanız, bir daha o günleri yaşamak istemezsiniz. Yeterince sıkıntı ve güçlük çekmişseniz, sizin için değişimin çanları çalmaya başlamış demektir. Eski kötü günlere bir daha dönmemek için korku ve tedirginlikle yaşayın demiyorum. Ama sık sık hatırlayın ki, önceden nasıl zorluklar yaşadınız ve bir şekilde onları aştınız. “Evet, şu anda da bazı şeyler zor olabilir. Ama bu durum geçici. Kesin olan bir şey var ki, şimdi hayat geçmişte olduğundan daha iyi…” deyin kendinize. Zor zamanlar yaşanırken hiç de keyif vermezler bize, ama unutmayın ki onlar yükselmek ve başarmak için en büyük tecrübemiz, kaldıracımız olacaktır.



Muhammed Ali der ki…
•    “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.”
•    “İnsanların birbirlerini beni sevdikleri kadar sevmelerini isterdim. Dünya daha güzel bir yer olurdu o zaman.”
•    “50’li yaşlarına gelen biri, dünyayı 20’li yaşlarında gördüğü gibi görüyorsa, 30 yılını boşa harcamış demektir.”
•    “İnanca yol açan, onaylamaların tekrar edilmesidir. İnanç derin bir kanaat halini aldığındaysa, işte o zaman bir şeyler değişir.”
•    “O kadar hızlıyım ki, odamın ışığını kapattıktan sonra, oda kararmadan yatağımda olurum.”

Muhammet Ali nin Henry Cooper ile yaptığı bir maç videosu ;

0 Sonbahar Film'i | Online İzle


İMDB : http://www.imdb.com/title/tt1330591/

Director:
Özcan Alper
Writer:
Özcan Alper
Stars:
Onur Saylak, Megi Kobaladze and Serkan Keskin

Official Sites:
http://www.sonbaharfilm.com/

Language:Turkish | Georgian | Armenian | Lazian

Also Known As (AKA)
Õsz Hungary (imdb display title)
Autumn International (English title)
Herbst Germany
Podzim Czech Republic

Özet:
Yusuf 1997 yılında 22 yaşında üniversite öğrencisi iken girdiği cezaevinden, 10 yıl sonra sağlık nedenleriyle tahliye edilir. Yusuf'u, cezaevinden çıkıp geldiği Doğu Karadenizde ki köyünde bir tek yaşlı ve hasta annesi karşılar. O cezaevinde iken babası ölmüş, ablası ise evlenip büyük bir kente taşınmıştır.

Ekonomik nedenlerle sadece yaşlıların kaldığı bu dağ köyünde Yusuf bir tek çocukluk arkadaşı Mikail ile görüşmektedir. Sonbaharın kendini yavaş yavaş kışa teslim ettiği günlerde, Yusuf Mikail ile gittiği bir meyhanede fahişelik yapan genç ve güzel Gürcü kızı Eka ile karşılaşır. Farklı dünyalardan gelen bu iki insanın birlikteliği için ne zaman ne de koşullar uygundur. Yine de Yusuf için aşk son bir kez hayata tutunma ve kendi yalnızlığından sıyrılma çabasına dönüşür. Eka içinse Yusuf bu dünyadan çok uzakta, hatta şimdiki zamanda yaşamayan, Rus romanlarından kaçmış bir karakterdir.

90 sonrasını arka planına alarak bir dönemin ironisini, acımasızlığını ve gerçekliğini ele alan filmde, yakın tarih hem belgeleniyor hem de eleştirel bir süzgeçten geçiriliyor.

Film Müzikleri:

Sonbahar - Anne.mp3
Sonbahar - Anne-Ogul.mp3
Sonbahar - Ayrilik.mp3
Sonbahar - Daim Yusuf Orti.mp3
Sonbahar - Dialoglar.mp3
Sonbahar - Eve Dönus.mp3
Sonbahar - Hey Gidi Karadeniz.mp3
Sonbahar - Kar Yagar Karamise.mp3
Sonbahar - Köyde Cenaze.mp3
Sonbahar - Maa Aakag Maa (Yaylaya Cikis).mp3
Sonbahar - Mars (Genclik Hatiralari).mp3
Sonbahar - Sehre Inis 1.mp3
Sonbahar - Sehre Inis 2.mp3
Sonbahar - Tusuri Satripialo.mp3
Sonbahar - Tusuri Satripialo (Gurcu Kadindan).mp3
Sonbahar - Zaman Gecisi.mp3






Sonbahar (Autumn) 2008   DVDRip
Sonbahar (Autumn) 2008   DVDRip
Sonbahar (Autumn) 2008   DVDRip


29 Temmuz 2011 Cuma

0 Kürt Rock'u "Bé Wetan" ve Kaldırımlarda

Kürt Rock'unun 40 yıl önceye giden hikâyesini anlatan "Bé Wetan" belgeselinin yönetmenlerinden Halil Fırat Yazar, "Bé Wetan acılarını perdede izlemeyi sevenlerin haz almayacağı bir belgesel; sert ve acılara kafa tutan bir belgesel diyor.
Yönetmenliğini Mehmet Hadi Sümer ve Halil Fırat Yazar'ın yaptığı "Bé Wetan" belgeseli, Kürt rock'unun 1970'lerde Koma Wetan'la başlayan tarihini anlatıyor. Belgeselin yönetmenlerinden Halil Fırat Yazar ile konuştuk.
Kameranın ardındaki fikirlerin özgür olması gibi kameranın da özgür olması gerektiğini belirten Fırat, Bé Wetan (Vatansız) belgeseli, "acılarını perdede izlemeyi sevenlerin haz almayacağı bir belgesel" olarak tanımlıyor.
Fırat, Kürt rock müziğin beslendiği yerin, dengbéjlik geleneği olduğunu ve rock müziğin en iyi enstrümanının Kürt coğrafyası olduğunu vurgulayor ve "Kürt rock'ını diğer rock gruplarından ayıran temel nokta Kürtçe rock müzik yapanların Bé Wetan olmalarıdır" diyor.
Kürt rock belgeseli çekme fikri nereden doğdu?
Kürt rock belgeseli çekme fikrinin kaynağı Koma Wetan'dı. Bazen başından atamayacağın sorular oluyor, onlardan kaçabileceğin tek yer yine onların kendi cevaplarıdır. Koma Wetan'da bizim kuşağın bütün hayatında vardı; ama "kimdir bu adamlar?" diye sorduğunda aklınıza şarkıları gelip yüzü gelmeyen nadir sanatçılardandır. Koma Wetan da bizim hayatımızda cevaplanmamış bir soruydu.
Kürt Rock müziğinin bu kadar "yeraltında" üretiliyor olması bizim için işlenmeye değerdi; çünkü üretimin iyi olma ölçüsü, sahne almak veya televizyonlarda yer almak değil. Aksine tercihlerini kaldırımlardan yana kullanmaları ve popüler olanla iki kanlı gibi uzak ilişki kurmaları bu soruları çoğalttı bizde. Zaten sorular o kıvama geldikten sonra, cevaplara giden o trene kameranızı alıp biniyorsunuz. Biz de bu trene bindik.
Neden Bé Wetan ?
Belgesel üzerinde çalışırken bir şey fark ettik: Koma Wetan ülkesinden uzak sürgünde kurulmuş bir rock grubu; ama 2000'lerden sonraki rock gruplarını sadece müzik tarzı ile etkilememiş, aynı zamanda bu vatansızlık 'kaderine'ortak etmiş, miras bırakmış. Görüştüğümüz bütün Kürt rock grupları şu an kendi vatanından uzakta. Koma Wetan'ın adına tezat bir şekilde belgesele 'Vatansız' dememizin nedeni şu: Kendi vatanlarından uzakta ve yoksunluklar içinde olsa da, üretimleri ve politik tutumları ile kendi ülkelerinin gerçeğinin tam merkezindeler!

Kimlerle görüştünüz?
Koma Wetan grubunun kurucusu, bas gitaristi ve solisti Kerem Gerdenzerî, Koma Rewşen, Siya Şevê ve Ferec ile görüştük.
Belgesel çekiminde ne tür sıkıntılarla karşılaştınız?
Maddi sıkıntılardan çok bizim için 'sıkıntı', hatta oldukça fazla sıkıntı diyebileceğimiz şey başka aslında. Yapım koşulları sizi korkunç bir pazarın içine çekiyor. Özellikle devrimci ya da muhalif sinema yapıyorsanız bu ilişki ağı sıkıntıların en büyüğü; Çünkü muhalif fikirleriniz var, muhalif bir iş yapıyorsunuz ve kullandığınız malzeme direkt o pazarın ürünü, onu kullanmak zorundasınız.
Yani bir yanıyla direkt kapitalist bir ilişki ağına düşüyorsun. Hatta devrimci sinema ile yola çıkıp, bütçe bulma adına bakanlık 'desteği' gibi ilginç bir destek türü ile sistemle psikolojik bir barışa bile gidenler var.
Kameranın ardındaki fikirlerin özgür olması gibi, malzeme olarak kameranın da özgür olabilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Desteğini bu duygularla paylaşan ve yardım eden kişisel yaklaşımlar olsa da, canını dişine katıp filmini kotarma derdi hala muhalif sinemacıların dramı olarak devam ediyor; ama koşullar yavaş yavaş bizi bir araya getirmeye zorluyor.
Kapitalist pazarın müşterileri değil, dayanışma halinde olan muhalif sinemacıların birliği, yaptığımız işlerin vicdan sızısını giderecektir. Ve işte bir sıkıntıdan söz edilecekse o da budur sanırım. Gerisi, yaşamamız gereken sıkıntılardı, biz de layığı ile yaşadık...

Kürt rock müziğinin belgeselini çekerken olumlu veya olumsuz ne tür tepkilerle karşılaştınız?
Kürt sinemasında son yıllarda yapılan işlerin çoğu tarihsel ve güncel olarak yaşanan acıları içeriyor ki kesinlikle yapılmalıdır da. Beklentiler de biraz sizi buna itiyor. Yani yaşanmış o kadar trajedi varken, farklı konular işlemek biraz rahatsız edici olabiliyor. Bu dil izleyicide biraz alışkanlık yarattığından mıdır bilinmez ama siz tür olarak farklı bir konu işlediğinizde hafife alınabiliyor.
Belgeselimizin içeriğini öğrendiğinde hafife alanlarda oldu tabii; ancak bir şeyin bu topraklarda 'değer' kazanması için artık ölmesini beklememeye karar vererek çekmeye başladık.
Çünkü Kürtlerin sadece uzun ve sessiz planlara hapsedilecek acıları yok, inanılmaz yaratımları ve üretimleri de var. Bunlar coşkulu ve dinamik planlarla da anlatılmalıdır. Bé Wetan acılarını perdede izlemeyi sevenlerin haz almayacağı bir belgesel; hatta içerik olarak sert ve acılara kafa tutan bir belgesel. Gösterimde ilgi ve tepkiler genel olarak olumluydu.

Türk rock müziği çoğunlukla Anadolu rock ile kendine özgün bir alan yaratsa da Türk rock'ı Amerika ve İngiliz rock müziğin etkisinde kalmıştır. Sizce Kürt rock müziğinin esin kaynağı nedir, özünlüğü var mı?
Tabi ki İngiliz ve Amerikalı rock gruplar İkinci Dünya Savaşı sonrası bütün dünyayı etkilemiştir. Kürtler de bundan nasibini aldı. Müzikal altyapısı ve yorumlarda bunun etkisini görmek mümkün. Kürtlerin rock yapması için doğal bir neden daha vardı: Yüksek sesle ve müzikle dile getirecekleri bir dertleri vardı.
En kaba tanımıyla, rock bunun en yüksek sesle izahıydı. Kürt rock müziğini, Anadolu rock'tan da, diğer rock gruplarından da ayıran özellikleri vatansızlıklarıydı. Kerem Gerdenzerî bir yerde bize dedi ki 'Aslında gitarımız bizim silahımızdı. Fakat bu silah bir öldürme aracı olarak değil, bir ret etme ve namlusu sürgünlüğe, tutsaklığa dönmüş bir silah.' Bir 'Heseno bra'yı, ya da 'Sînê'yi, ya da 'Welatê me' şarkısını dinlediğinizde barut kokusunu hissetmeniz mümkün.
Bu namlu döndüğü kişiyi öldürmeyen, aksine bir özgürlük, bir kavga hissi ile yaşama döndüren bir namlu. Yani bu hayatta önünden kaçmamamız gereken tek kurşun.


Kürt rock müziğinin beslendiği kaynaklar nelerdir?
Kürt rock müziğinin kaynağını görmek aslında çok basit. Diyarbakır Van arabasına binin sağınızdaki solunuzdaki çetin dağlar ve engebeli coğrafya, ya da sert akan nehirler bu kaynağın ta kendisidir. Ferec mesela Hakkâri'de heavy metal müzik yapan bir grup. Newroz'da çıktıkları sahnenin önünde on binlerce insan, sahnenin sol tarafında ise yüksek karlı dağlar. O sahne üstünde çalan müzik ve o dağların sertliği aynı ölçüde. Yani Kürt coğrafyası bu kaynağın en güçlü enstrümanı. Tabi ki belgeselde görüştüğümüz bütün grupların kaynak olarak gösterdikleri dengbêjler var.
Yeni projeleriniz var mı?
Evet, Mihri Belli'nin bir anlatımından esinlenerek bir öykü yazdık. Şu an senaryoyu yazıyoruz. Bu yaz Diyarbakır'da çekmeyi öngörüyoruz. (NK/ŞA)

0 Diyarbakır "5 No'lu Cezaevi" Belgeseli

Yönetmenliğini Çayan Demirel'in yaptığı ve 1980 darbesi sırasında Diyarbakır Cezaevi'ndeki onurkırıcı muameleyi gözler önüne seren "5 No'lu cezaevi" Belgeseli.


Belgesel; 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra en ağır insan hakları ihlalleriyle anılan Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde yaşananları gözler önüne seriyor.

Belgesel tutuklu ve hükümlülerin çoğunun Kürt olduğu bu cezaevinde tüm tutuklulara, devletçe ne tür sistematik işkenceler yapıldığını ve nasıl Türkleştirme politikalarının uygulandığını da gösteriyor.

Dönemin askeri yetkilileri cezaevini bir "askeri okul" olarak nitelerken tutuklular o dönemi "vahşet yılları" olarak hatırlıyor. Onlara göre bu vahşetin zincirlerini kırabilmek için de tek bir yol vardı o da direnmek veya kendini feda etmek. Tutuklular zincirleri kırmak için mücadele ettiler.

Belgesel, cezaevinde yaşananları, direnenleri ve geride bıraktıklarını anlatıyor. "5 No'lu Cezaevi: 1980-84" belgeseli 30 yıl sonra yaşananları tanıkların ve yakınlarının diliyle bizlere aktarıyor.


Belgesel; 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, Sinema Yazarları Derneği'nden (SIYAD 2009) ve 21. Ankara Film Festivali'nden en iyi belgesel film ödüllerini almıştı.

"5 No'lu cezaevi" Belgeseli: Yönetmen: Çayan Demirel, Yapımcı: Ayşe Çetinbaş; Görüntü yönetmeni: Koray Kesik; Montaj: Burak Dal; Müzik: Ahmet Tirgil; Yapım: Surela Film Yapım

Diyarbakır "5 No'lu Cezaevi" Belgeseli İzle




0 Zorunlu Hayat | Belgesel | Devlet Zoruyla Köylerini Bosaltilan Kürt Halki

BİR DÖNEMİN TRAJEDİSİYLE YÜZLEŞME..
BOŞALTILAN KÖYLERİN VE ZORLA GÖÇÜN YÜREK BURKAN ÖYKÜSÜ..
MARDİN’İN BİR KÖYÜNDEN İSTANBUL TARLABAŞI’NA UZANAN KEDERLİ BİR YAŞAM..
“ZORUNLU HAYAT” BELGESELİ.

- 1990’larda, Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadelede 3 bine yakın köy ve mezra zorla  boşaltıldı..
- Kimisi yorganını bile alamadan, kimisi ayakkabısını bile giyemeden kaçtı..
- 4 milyona yakın köylü büyük şehirlere sığındı..
- Onları metropollerde yeni zorluklar ve sürprizler bekliyordu..
- İşleri, aşları, evleri yoktu..
- Üstelik, kendi derdinde olan bazı kentlilerce, dertlerini arttırdıkları için suçlandılar da..
- Ayakta kalmak ve onurlarını korumak için ya birbirlerine daha da tutundular ya da  birbirlerini tanımayacak kadar yabancılaştılar, bencilleştiler;kimliksizleştiler..
- Değerleri ve kültürleri gibi ruhları da birer birer eridi, kayboldu..
- “Zorunlu Hayat”, zorla göçe tabii tutulmuş, işkencelere maruz kalmış, her şeylerini geride tüten küller içinde bırakmış Mardin’li bir ailenin onurlu öyküsünü anlatıyor..

Online İzle
Part 1
Part 2
Part 3
Part 4

0 İnternette ücretsiz İngilizce öğrenmek ister misin?

conquerenglish.com, internet kullanıcılarının ücretsiz olarak İngilizce öğrenmesini sağlamayı amaçlayan bir proje.
İngilizce öğrenmek isteyen her seviyedeki internet kullanıcılarına hitap eden sitede, tüm kaynaklara ücretsiz erişilebiliyor.
Proje yöneticisi Hakan Kılıç, internetteki İngilizce kaynaklarının bir bölümünün ücretli olmasından hareketle, ücretsiz bir bilgi kaynağı oluşturmayı amaçladıklarını söylüyor.
conquerenglish.com, sponsorluklardan sağlanan desteklerle, bünyesindeki bilgileri daha kapsamlı hale getirmeyi ve bilgiye erişimi kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Eğer siz de ücretsiz olarak İngilizce öğrenmek için farklı kaynaklar arıyorsanız, conquerenglish.com?a bir göz atmanızda yarar var.