Yıldızlar Gündüz Renksizdir' filminin çekimleri tamamlanmak üzere. İlk uzun
metrajlı filmiyle Mahabadlı kadın yönetmen Şirin Cihani, Kürt kadını beyaz
perdeye taşıyor.
Film, Irak'ta Baas rejimi döneminde cezaevine konulan, işkence gören ve insan tacirlerinin eline
düşen Kürt kadınlarının dramına dikkat çekiyor.
İlk uzun metrajlı filmi için kamera arkasına geçen Doğu Kürdistanlı yönetmen Şirin Cihani,
yaklaşık üç aydır filmin çalışmalarını yürütüyor. ‘Yıldızlar Gündüz Renksizdir’ (Stêrk di nav rojê de
bêreng in) adlı film çekimlerinin büyük kısmı Güney Kürdistan Barzan, Süleymaniye ve Hewler
kentilerinde çekildi. Ancak filme son hali Kahire'de verilecek. Yönetmen Cihani kısa bir süre sonra
Kahire’ye giderek filmin çekimlerini tamamlayacak.
Feminist bir film
Ebbas Kiya Rostemi, Bahman Gobadi ve Mohsen Mexbelbaf gibi yönetmenlere çalışan İranlı ünlü
kameraman Şehriyar Esedi Cihani’nin filmi için de kamerasını çalıştırdı. Ses kayıt için yine İranlı
Esxer Şahwerdi de film çalışmalarında yer aldı. Kadın yazar Mehabad Qeredaxi’nin destek verdiği
filmde, Baas rejimi sırasında hapse atılan ve işkence gören kadınlar yaşadıkları sorunlara dikkat
çekiliyor.
ANF'ye filmi hakkında konuşan yönetmen Cihani, filmine başladığında birçok çevreden olumsuz
tepki aldığını belirterek, “Bu kızdır ve yapamaz’’ tepkisiyle karşılaştığını söylüyor.
Özellikle sinemanın erkek bakışına göre değerlendirilmesine karşı olduğunu belirten Cihani, çok
sayıda kişinin halen kadının gücüne inanmadığını belirtiyor. Cihani “Sanatsal alanda kadınlar
büyük adımlar atabilirler. Ama maalesef Kürdistan’da kadına tanınan olanaklar çok az’’ diyor.
‘Kürt kızları alınıp satılıyordu’
Güney Kürdistan’da bazı olanaklar bulabildiklerini söyleyen Cihani, uzun metrajlı filmin
çalışmalarına başlamak için bir yıl gibi bir zaman harcadığına dikkat çekiyor. “Kadınlar çaba
göstermeye devam etmeli ve kendileri için adımlar atmalı’’ diyen Cihani, ekibi ile Kahire’ye gidip
filmini tamamlamak istiyor.
Saddam rejimi döneminde çok sayıda Kürt kızı Mısır’a gönderilerek satıldığını söyleyen Cihani,
“Bu kadınlar eski Irak rejimi ve Arap mafyalar tarafından satın alınıp satılıyordu, köle olarak
değerlendiriliyordu. Bu kadınların aileleri katlediliyordu. Genç Kürt kızlar da Mısır gibi ülkelere
satılıyordu. Bunun için Kahire'de çekimler yapacağız’’ diyor.
Yönetmen Cihani, ilk kez Kürt kadınlarına yönelik siyasi içerikli uzun metrajlı bir filmin yapıldığını ve
filminde feminist öğeler bulunduğuna dikkat çekti.
Cihani, bazı sorunlardan dolayı Mısır’a erken gidemediğini söyleyerek, Hewler Asayişi’nde artık
pasaport işlemlerinin tamamlandığını ve önümüzdeki günlerde Mısır’a gideceğini belirtiyor.
Babası İran’da idam edildi
1979 doğumlu genç sanatçı Şirin Cihani, küçük yaşlarda annesinin desteği ile sinema ve şiire
merak saldı. Babası Eli Cihani, İran rejimi tarafından Şirin henüz 5 yaşında iken Tahran’da Devrim
Muhafızları’na yönelik bir bombalama eylemine karıştığı iddiası ile idam edildi. Hümeyra isimli
annesi tek başına Şirin, kız kardeşi Şemzin ve erkek kardeşini büyüttü. Öykü yazarı ve şair kardeşi
halen Mahabad’da yaşıyor. Avrupa’da yaşayan Şemzin ise halen Roj TV’de çalışıyor.
Ailesinin edebiyata ilgi duyduğuna dikkat çeken Şirin “Annemiz her zaman bizden edebiyatla
uğrmamızı istedi. Onun ilgisi çocuklara da yansıdı” dedi. İran rejiminin ailesi ve kendisi üzerinde
yoğun baskısı olduğundan dolayı Mahabad’ı terk ettiğini söyleyen Cihani, neden Güney Kürdistan’
a gittiğini ise şöyle anlatıyor:
“Sanatsal çalışmalarıma devam edebilmek için Güney Kürdistan’a geçmek zorunda kaldım.
Burada kısa bir süre Kürdistan TV için çalıştım, şimdi Zagros TV’deyin ve film çalışmalarıma
devam ediyorum. Eğer İran’da kalmış olsaydım, şüphesiz tutuklanacaktım. Avrupa’ya çıkma
olanağım da yoktu. Ben de Güney’e geçip halkıma ve ülkeme hizmet edeyim dedim.’’
Şiir ve sinema merakı
Şirin’in şimdiye kadar “Ateşteki Sema’’ adlı tek şiir kitabı da kaleme aldı. 2002 yılında Sine
kentinde ‘Goran’ yayıncılık tarafından basılan kitapta yer alan çok sayıda şiir, İran rejiminin
kısıtlamalarından dolayı sansürlendi. Daha sonra aynı şiir kitabı Hewler’de de basıldı.
Şirin Cihani şairliğin yanısıra film çalışmalarına da son yıllarda hız verdi. Son filminde önce beş
filme imza attı. Şirin, film çalışmalarında Doğu Kürdistanlı iki şair, Siware İlxanizade ve Jila
Huseyni’yi anlatarak başladı.
Şirin “Seqiz’li Jila Huseyni bir kaza sonucu yaşamını yitirdi. Siware İlxanizade ise Bokan’lı ve Doğu
Kürdistan Kürt edebiyatında Soranice lehçesiyle modern şiir yazan kişidir’’ şeklinde kendisini
kamera arkasına alan iki şairi anlatıyor. Şairleri konu alan belgesel filminden sonra kısa metrajlı
filmler yapmak isteyen Şirin Cihani, her hangi bir sinema öğrenimi görmedi.
metrajlı filmiyle Mahabadlı kadın yönetmen Şirin Cihani, Kürt kadını beyaz
perdeye taşıyor.
Film, Irak'ta Baas rejimi döneminde cezaevine konulan, işkence gören ve insan tacirlerinin eline
düşen Kürt kadınlarının dramına dikkat çekiyor.
İlk uzun metrajlı filmi için kamera arkasına geçen Doğu Kürdistanlı yönetmen Şirin Cihani,
yaklaşık üç aydır filmin çalışmalarını yürütüyor. ‘Yıldızlar Gündüz Renksizdir’ (Stêrk di nav rojê de
bêreng in) adlı film çekimlerinin büyük kısmı Güney Kürdistan Barzan, Süleymaniye ve Hewler
kentilerinde çekildi. Ancak filme son hali Kahire'de verilecek. Yönetmen Cihani kısa bir süre sonra
Kahire’ye giderek filmin çekimlerini tamamlayacak.
Feminist bir film
Ebbas Kiya Rostemi, Bahman Gobadi ve Mohsen Mexbelbaf gibi yönetmenlere çalışan İranlı ünlü
kameraman Şehriyar Esedi Cihani’nin filmi için de kamerasını çalıştırdı. Ses kayıt için yine İranlı
Esxer Şahwerdi de film çalışmalarında yer aldı. Kadın yazar Mehabad Qeredaxi’nin destek verdiği
filmde, Baas rejimi sırasında hapse atılan ve işkence gören kadınlar yaşadıkları sorunlara dikkat
çekiliyor.
ANF'ye filmi hakkında konuşan yönetmen Cihani, filmine başladığında birçok çevreden olumsuz
tepki aldığını belirterek, “Bu kızdır ve yapamaz’’ tepkisiyle karşılaştığını söylüyor.
Özellikle sinemanın erkek bakışına göre değerlendirilmesine karşı olduğunu belirten Cihani, çok
sayıda kişinin halen kadının gücüne inanmadığını belirtiyor. Cihani “Sanatsal alanda kadınlar
büyük adımlar atabilirler. Ama maalesef Kürdistan’da kadına tanınan olanaklar çok az’’ diyor.
‘Kürt kızları alınıp satılıyordu’
Güney Kürdistan’da bazı olanaklar bulabildiklerini söyleyen Cihani, uzun metrajlı filmin
çalışmalarına başlamak için bir yıl gibi bir zaman harcadığına dikkat çekiyor. “Kadınlar çaba
göstermeye devam etmeli ve kendileri için adımlar atmalı’’ diyen Cihani, ekibi ile Kahire’ye gidip
filmini tamamlamak istiyor.
Saddam rejimi döneminde çok sayıda Kürt kızı Mısır’a gönderilerek satıldığını söyleyen Cihani,
“Bu kadınlar eski Irak rejimi ve Arap mafyalar tarafından satın alınıp satılıyordu, köle olarak
değerlendiriliyordu. Bu kadınların aileleri katlediliyordu. Genç Kürt kızlar da Mısır gibi ülkelere
satılıyordu. Bunun için Kahire'de çekimler yapacağız’’ diyor.
Yönetmen Cihani, ilk kez Kürt kadınlarına yönelik siyasi içerikli uzun metrajlı bir filmin yapıldığını ve
filminde feminist öğeler bulunduğuna dikkat çekti.
Cihani, bazı sorunlardan dolayı Mısır’a erken gidemediğini söyleyerek, Hewler Asayişi’nde artık
pasaport işlemlerinin tamamlandığını ve önümüzdeki günlerde Mısır’a gideceğini belirtiyor.
Babası İran’da idam edildi
1979 doğumlu genç sanatçı Şirin Cihani, küçük yaşlarda annesinin desteği ile sinema ve şiire
merak saldı. Babası Eli Cihani, İran rejimi tarafından Şirin henüz 5 yaşında iken Tahran’da Devrim
Muhafızları’na yönelik bir bombalama eylemine karıştığı iddiası ile idam edildi. Hümeyra isimli
annesi tek başına Şirin, kız kardeşi Şemzin ve erkek kardeşini büyüttü. Öykü yazarı ve şair kardeşi
halen Mahabad’da yaşıyor. Avrupa’da yaşayan Şemzin ise halen Roj TV’de çalışıyor.
Ailesinin edebiyata ilgi duyduğuna dikkat çeken Şirin “Annemiz her zaman bizden edebiyatla
uğrmamızı istedi. Onun ilgisi çocuklara da yansıdı” dedi. İran rejiminin ailesi ve kendisi üzerinde
yoğun baskısı olduğundan dolayı Mahabad’ı terk ettiğini söyleyen Cihani, neden Güney Kürdistan’
a gittiğini ise şöyle anlatıyor:
“Sanatsal çalışmalarıma devam edebilmek için Güney Kürdistan’a geçmek zorunda kaldım.
Burada kısa bir süre Kürdistan TV için çalıştım, şimdi Zagros TV’deyin ve film çalışmalarıma
devam ediyorum. Eğer İran’da kalmış olsaydım, şüphesiz tutuklanacaktım. Avrupa’ya çıkma
olanağım da yoktu. Ben de Güney’e geçip halkıma ve ülkeme hizmet edeyim dedim.’’
Şiir ve sinema merakı
Şirin’in şimdiye kadar “Ateşteki Sema’’ adlı tek şiir kitabı da kaleme aldı. 2002 yılında Sine
kentinde ‘Goran’ yayıncılık tarafından basılan kitapta yer alan çok sayıda şiir, İran rejiminin
kısıtlamalarından dolayı sansürlendi. Daha sonra aynı şiir kitabı Hewler’de de basıldı.
Şirin Cihani şairliğin yanısıra film çalışmalarına da son yıllarda hız verdi. Son filminde önce beş
filme imza attı. Şirin, film çalışmalarında Doğu Kürdistanlı iki şair, Siware İlxanizade ve Jila
Huseyni’yi anlatarak başladı.
Şirin “Seqiz’li Jila Huseyni bir kaza sonucu yaşamını yitirdi. Siware İlxanizade ise Bokan’lı ve Doğu
Kürdistan Kürt edebiyatında Soranice lehçesiyle modern şiir yazan kişidir’’ şeklinde kendisini
kamera arkasına alan iki şairi anlatıyor. Şairleri konu alan belgesel filminden sonra kısa metrajlı
filmler yapmak isteyen Şirin Cihani, her hangi bir sinema öğrenimi görmedi.